CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısının etkileri, yalnızca partide değil, iktidar partilerinde de bir etkiye yol açmıştı. CHP lideri Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşmeleriyle başlayan süreç yeni bir aşamaya gelmiş durumda. Bu aşama, “hafif sarsıntı” geçiren Cumhur İttifakı ortaklarının yeniden birbirlerine kenetlenmesidir.
Öncelikle bu noktaya neden ve nasıl gelindiğini anlamak gerekiyor. Yerel seçimlerdeki yenilgi, Türkiye’nin tarihsel ekonomik bunalımıyla birleşince deyim yerindeyse Erdoğan, görev süresinin başında “topal ördek” pozisyonuna düşmesine neden oldu. Bu dış gezilerinde, diğer ülkelerin Türkiye’ye bakışından çok belli oluyor. Yabancı kaynak arayışındaki Türkiye’nin önüne farklı imalı istekler getiriliyor.
Bu aşamada hem içeride hem dışarıda zamana ihtiyacı olan Erdoğan, seçimin birinci partisiyle sürecin başlamasına olumsuz bakmadı. Önce Özel’in ziyareti, ardından Erdoğan’ın CHP ziyareti. Erdoğan’ın giriş çıkışlarındaki sıcak tavrı, yalnızca izleyen gazetecilerin dikkatini çekmemişti. Kurban Bayramı’ndan önce MHP lideri Bahçeli bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamayı, herkes birkaç kez okuma ihtiyacı hissetti. Açıklama ziyaretlere değiniyor, yeni ortak konusunu gündeme getiriyordu. Yansımaları gerçekleştikten sonra açıklamayı yeniden okumak da ayrıca yararlı olabilir.
Açıklamaya bir gün sonra yanıt veren Özel’in “suç ortaklığı” vurgusu tam da Bahçeli’nin istediği gelişme oldu. Önce AKP Sözcüsü Ömer Çelik, ardından yurtdışından dönerken Erdoğan’ın açıklamaları geldi. Artık, Bahçeli’nin kaygıları büyük oranda giderilmişti. AKP’nin yeni arayışları, MHP açısından yeniden “gerçekçi temele” oturtulmuş oldu.
TOPLANTI KENETLEDİ
Bahçeli’nin açıklaması ve karşılıklı değerlendirmelerin ardından ittifakın iki lideri arasında bir görüşme bekleniyordu. Görüşme öncesinde dün, AKP grup toplantısında Erdoğan’ın yaptığı konuşma, MHP-AKP birlikteliğini daha ileri boyuta taşıdı. Erdoğan, ortağının kaygılarının tamamını giderdi, MHP’yi hedef alan her riski üstlendiğini ilan etti. “MHP ile omuz omuza” olduğunu, ortaklarına yönelen “FETÖ saldırısının, aslında Cumhur İttifakı ve Türkiye’yi hedef aldığını” söyledi. Bu, bizzat Bahçeli’nin tezinin de özünü oluşturuyor aynı zamanda.
CHP’ye yönelik “Siz normalleşin”, “kent uzlaşısı” ile de DEM’le işbirliği iması da Bahçeli’nin rutin söylemi. Erdoğan, bu noktada da ortağıyla iyice benzeşti, sert söylemlerle CHP’yi itti.
Bu aşamadan sonra CHP ile diyalog ve muhalefete karşı normalleşme yaklaşımının gerilemesi büyük olasılıktır. Ayrıca Sinan Ateş yargılamaları üzerinden “MHP’nin siyaseten yıpratılması” beklentileri karşılıksız kalacaktır. Yargılamadan, Erdoğan’la da görüşen Ayşe Ateş’in beklentilerini karşılayacak bir sonucun çıkma olasılığı çok zayıflamış olabilir.
Görünen, ortaklar arasında birbirine mecburiyet iki taraf açısından da anlaşılmış durumda. Baş başa görüşme ise “Yola nasıl devam edeceğiz” sorusunun ayrıntılarıyla ilgili görünüyor. AKP’de, “Acaba başka bir işbirliği olur mu” sorusu rafa kalkmış durumda. Bahçeli’nin, “AKP içinde MHP’yi istemeyen grup” saptaması ise şimdilik umursanmasa da “açık bir yara” olarak duruyor. Üstelik Erdoğan’ın değinmediği tek konu.