Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halis Dokgöz, Diyarbakır’da Gerçekleşen Narin Güran Vakası Hakkında Konuştu

Prof. Dr. Halis Dokgöz, Diyarbakır’da yaşanan Narin Güran vakasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Olayın detaylarını ve değerlendirmelerini paylaşan Prof. Dr. Dokgöz, şunları söyledi:

“YÜZDE 99,90 KİME AİT OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLECEKTİK”

Prof. Dr. Dokgöz, “Narin Güran’ın kayıp olduğu ve cinayete kurban gidip gitmediğinin bile net olmadığı bir dönemde, ben bir açıklama yaptım. Kayıp çocuk vakalarında genellikle çocuğun tanıdığı, bildiği ve güvendiği kişilerin bu tür eylemleri gerçekleştirdiği yönünde yüksek bir olasılık var. Bu nedenle aileden başlayarak geniş kapsamlı bir araştırma yapılması gereklidir. Aile, akrabalar, sosyal çevre ve okul gibi çocuğun bulunduğu ortamlardan başlayarak soruşturma yapılmalıdır” dedi.

Prof. Dr. Dokgöz, “Aile üyeleri ve çocuğun yakın çevresinde bulunan kişilerin adli tıp muayenesinin yapılması gerektiğini vurguladık. Eğer bu adımlar atılsaydı, ağabeyinin kolundaki izler DNA testleriyle incelenerek olayın şüphelisi hakkında kesin bilgilere ulaşabilirdik. Adli Tıp Kurumu raporu, cinayetin boğularak işlendiğini kesin bir şekilde belirtmiştir. Bu rapor, cinayetin gerçekleştiğini ve nasıl meydana geldiğini net bir şekilde ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Dokgöz, “Narin’in ölümüyle birlikte cesedinin olgulara ışık tuttuğunu belirtmek isterim. Bu noktadan sonra hukuk sisteminin devreye girmesi gerekmektedir” dedi.